Ana içeriğe atla
Türk Kültür Çevresinde Şamanizm ve Şamanlık Meselesi
Türk Kültür ve Çevresinde Şamanizm
Dünyanın dört bir yanında izlerini bulabileceğimiz, insanın evren ile iliş-kisi olan Şamanizm, insanlık tarihi kadar eskidir. Şamanizm, genellikle Sibir-ya halklarının dinsel inanışlarını anlatan bir deyim olup, Kuzey Asya halkları arasında “büyücü, sihirbaz” anlamına gelen Şaman kelimesinden türemiştir. Çok geniş bir alana yayılmış olan ve Türk-Moğol kültür tarihinin önemli bir bölümünü oluşturan Şamanizm, insanlığın en eski inanışları arasında bulun-maktadır. Tüm dünyada farklı şekillerde ortaya çıkmış ve varlığını sürdürmüş-tür. Şamanizm isminin Orta Asya ile birlikte anılmasının en büyük sebebi bu bölgede çok yoğun bir kültür oluşmasını sağlamış olmasıdır. Bunun yanında Keltlerden, Kızılderililere, Türklere ve Moğollara kadar daha pek çok kavmin inanışı olmuştur.
1. Şamanlıkla İlgili Kavramlar
19. yüzyılın ikinci yarısında Orta Asya Türkleri arasında yapılan araş-tırmalarda Türk dininin ana vasfında şamanlık varmış gibi bir düşünce hâsıl olmuştur
a. Şamanizm
Şamanizm’in en eski şekline göre, öbür dünya aşağıdaki dünya ile aynıdır. Daha mütekâmil Şamanizm’de ise ışık âlemi olan gök’ün de aşağı dün-yanın da birçok tabakası vardır. En yaygın inanç şekline göre gök’ün 17 katı dahi olabilir (Rasonyı, 1971: 29). Ziya Gökalp Şamanizm’i daha önce maderi totemizm devrinde bir ‘din’ olduğunu, “Toyunizm”den sonra sihir mahiyetine girerek “kehanetin ve ruhani Tababetin” ismi olduğunu ve Türklerin dini değil sihri bir sistem olduğunu belirtmektedir .
b. Şaman
Şaman kavramı üzerinde oldukça fazla çalışma yürütülmüştür. Şaman kelimesi büyü, sihir yapan kimselerin uygulayıcısını belirtmek amacıyla bü-yücü, sihirbaz karşılığı olarak sıklıkla kullanılmıştır. Şamanlar uyguladıkları yöntemleri sayesinde hastaları tedavi etmişlerdir. Aynı zamanda hekim kim-selerdir. Şaman sözü Tunguzca bir söz olup Tunguzcadan Rusça yolu ile Batı ilim dünyasına geçmiştir “Şaman” kelimesini Türkler ve Moğollar bilmezler (İnan, 2000: 74). Türkler, Şaman sözü yerine Kam’ı kullanırlar (Rasonyı, 1971: 28). Şaman, Şamanizm’e bağlı kavimlerde ruhlarla insanlar arasında mutavassıt rolünü oynayan bir nevi din adamıdır (Buluç, 1948: 310). Şaman dininin ayin ve törenlerini yapan, ruhlarla fani insanlar arasında aracılık eden eski Türk din adamlarına umumiyetle Türk Kavimlerinde “Kam” denir (İnan, 2000: 72; Kafesoğlu, 1999: 301; Radlof, 1976: 233). Avrupa’da hâkimiyet kuran Hun-lar zamanında Ata-kam ve Eş-kam adlarında iki kişiden bahsedilmesi Avru-pa Hunlarının da din adamlarına Kam denildiğini göstermektedir. “Kam” kelimesi şaman kelimesinin Altay Türkleri arasında kullanılan eş anlamlısıdır. Eski Türkçe’de “şaman”a “Kam” denirdi (İnan, 2000: 74). Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lugat-it Türk adlı eserinde “kam” kelimesini şamanın karşılığı olarak “kâhin” anlamında kullanmıştır (Kaşgarlı Mahmud, 1992: 157). Yusuf Has Hacib “ İster tabip getir, ister kam; ölmekte olana hiçbir fayda vermez” sözleriyle büyücü ve sihirbaz yerinde kullanmıştır (Yusuf Has Hacib, 1991: 87). “Her hastalığın bir ilacı ve çaresi vardır, bu has-talığı tedavi eden kam da bulunur” sözleriyle de hekim yerinde kullanmıştır (Yusuf Has Hacib, 1991: 281). Yusuf Has Hacip ise, Kutadgu Bilig’de kamla-rı “otacılar” (tabipler) ile bir tutmuş; kamların insan toplulukları için faydalı adamlar olduğuna işaret etmiştir (İnan, 2000: 72). Güngör, Şamanları “rahip” olarak kabul etmenin hatalı olduğu görüşündedir. Şamanları, “büyücü”, “Kâ-hin” veya “halk hekimi” olarak nitelendirmemek gerektiğini, onların “vecd ve istiğrak” teknisyeni olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünü savunmaktadır.
c. Şamanlık Meselesi
Ruh ve ahret kavramı, bütün dini tasavvurlarda esas unsuru teşkil ederler. Buna toptan Şamanlık denilmektedir (Rasonyı, 1971: 28). Kamlık (Şamanlık) sanatı öğrenmekle elde edilmez. Kam olmak için belli başlı bir kamın neslin-den olmak gerektir. Hiçbir kimse kam olmak istemez. Fakat geçmiş kam-ata-ların ruhundan biri kam olacak torununa musallat olur; onu kam olmağa zorlar (İnan, 2000: 76). Şamanlığı diğer dinlerden ayıran özellik şimdi yaşayan insanla onun çok-tan ölmüş ataları arasında sıkı bir münasebetin mevcut olduğuna dair inanıştır. Bu bağın kuvvetine olan iman, atalara ardı arkası kesilmeden saygı göstermeyi gerekli kılmaktadır. Bu durum karşısında, ancak kendi atalarıyla sıkı bir mü-nasebet kurabilen bir kimse rahip veya şaman olabilir demektir, diğer tabirle burada ancak, ırsi, yani ailelere ait bir şamanlık mümkündür (Radlof, 1976: 232).
Yorumlar
Yorum Gönder